Trump Towers, Ofis Kule:2 Kat:18, No:12, Sisli, Istanbul, Turkey

Publication

Publication

Robot Hakları ve Suudi Arabistan Yaklaşımı

Sanayi devriminden bu yana teknoloji ve robotik endüstri hızla gelişmekte; arabalardan bilgisayarlara, telefonlardan akıllı elektronik yardımcılara kadar teknoloji durdurulamaz bir şekilde ilerlemektedir ve bu ilerlemeler ile yapay zeka her türlü teknolojide kendine yer edinmeye başlamıştır. Hayatın bütün alanlarında yaşamımızı sürdürmek ve toplumda var olabilmek adına teknolojiye ve robotlara olan bağlılığımızın gün geçtikçe artması dolayısı ile bu robotların hayatımızdaki yeri ve kullanımı vazgeçilmez olmaktadır. Kullanım alanları artan ve her alana yayılan robotlar gelişimleri ile birlikte bazı sorunları ve soruları da beraberinde getirmiştir.

1950 yıllarda ünlü İngiliz matematikçi ve bilgisayar bilimcisi Alan Turing tarafından geliştirilen Turing testi, günümüzde siber suçlarla mücadele açısından önemli bir araç ve robotların yapay zekaya ulaşıp ulaşmadığını test etmek amacıyla kullanılmaktadır. Test kısaca belirli soruları sorar ve karşı tarafın verdiği cevaplar ile insan olup olmadığının anlaşılmasını sağlar, bu testi geçerek karşısındakini insan olduğuna inandıran robotun yapay zekaya ulaştığı kabul edilmektedir ve 2014 yılında bir robot bu testi geçmeyi başarmıştır. Bu yapay zekaya ulaşım başarısının üzerine tartışmalar doğmuş ve birçok kişi tarafından insanı bu şekilde kandırabilecek robot sistemlerin siber suçlar açısından dikkat edilmesi gereken bir husus olduğu düşünülmeye başlanmıştır.

Uzun zamandır askeri amaçlarla kullanılan dronlar ise 2013 yılında büyük bir değişime uğramış, Amazon CEO'su tarafından dronların bir teslim aracı olarak kullanılacaklarını açıklaması ile toplumun ilgisi artmış, büyük bir hızla kullanılmaya başlanmış ve günümüzde herkesin satın alabileceği oyuncaklar haline dönüşmüşlerdir. Gitgide daha da akıllanan dron sistemleri ile insansız araçların üretimine de büyük bir hız verilmiştir ancak kullanım alanının bu şekilde genişlemesi nedeniyle gizlilik ihlalleri ve kazalar da artmaya başlamıştır.

2017 Ekim ayında Suudi Arabistan tarafından, Sophia adlı Hanson Robotik tarafından geliştirilen insansı (humanoid) robota, vatandaşlık verilmiştir. Tanıtılan robot Sophia aynı bir insan gibi gözükmekte ve konuşmaktadır dolayısı ile bu robota olan ilgi de kaçınılmaz olmuştur.

Sophia'ya verilen vatandaşlık hakkında birçok tartışma olmuştur, özellikle de kadın haklarının düzgün bir şekilde oluşturulamadığı bir yerin, bir robota vatandaşlık vermesi insanlarda haklı bir kızgınlık uyandırmıştır; ancak bu vatandaşlığın verilmesi ile amaçlanan veya ulaşılmak istenen sonuç ne olursa olsun Suudi Arabistan'ın bir robota vatandaşlık vermesi, uzun zamandır gelişimini büyük bir hızla sürdüren robotlara yönelik büyük bir soruyu da beraberinde getirmiştir.

Robotlar, hukuki haklara sahip olmalı mı ?

Günümüzde insan ve cinsiyet etkileşimli birçok konu hakkında hukuk sistemleri hala gelişmektedir, kapsamı gün be gün değişen hukuk sisteminin evlerimizde kahve yapmak için kullandığımız makinelere belirli haklar verecek olduğunu düşünmek başta komik ve imkansız gibi gelse de teknolojinin gelişim hızı, toplumdaki yeri ve kullanım alanları düşünüldükçe hukuk sisteminin bu teknolojilere kendi içinde yer vermemesi daha kötü bir durum oluşturacaktır. Özellikle de robotların yapay zekaya erişimlerine ve bilinç kazanımlarına yönelik gelecek uzak gibi gözükse de, son zamanlardaki gelişimleri ve yayılmaları da göz önüne alınarak, bilgisayar ve verilere yönelik sınırsız erişimleri olan bu cihazların getireceği gelecek için hazırlıklı olmak kaçınılmaz ihtiyaçtır. Dolayısı ile hukukçuların çoğu bu konu ile ilgili hakların oluşturulmasını savunmaya başlamıştır.

Hukuk sistemi gelişimi boyunca insanlar dışındaki varlıklara da sistem içinde yer vermeye çalışmıştır; hayvanlara belirli haklar verilmesi, şirketlere tüzel kişilik kazandırılması ve tüzel kişilere yönelik hakların ortaya çıkması gibi gelişimler hukukun insan dışı varlıkları tanımlamasının en basit örnekleri olarak görülebilir. Bu tanımlamalar ile insan ve insan dışı varlıkların etkileşimi kolaylaştırılmış ve oluşabilecek herhangi bir soruna yönelik düzenlemeler yapılmıştır.

Gelişen robotikler ve Sophia gibi robotların artması ile bu robotların bir "elektronik kişilik" olarak görülmesi gerektiği ise son zamanların tartışılmaya başlanan konusu olmuştur. Robotların hakları ve insanlarla olan etkileşimlerine belirli kurallar konulması Sophia adlı robotun televizyonda yaptığı konuşmalar, şakalar ve mimikleri ile birçok kişiye uzak gözüken geleceğin aslında bir kere daha ne kadar yakın olduğunu ve hukukun en kısa sürede robotlar olmadan düşünülemeyecek geleceğimize belirli kurallar koyarak yeni düzene ayak uydurması gerektiğini göstermiştir.

Halihazırda hukuk sistemlerinde robotların belirli bir tanımı yapılmamıştır. Şu an insanlık için bir araç olarak gözüken bu robotların hastanelerde ameliyat yapmaları, silahlarda kullanılmaları ve insansız otomobillerin trafiğe çıkmasına dair testlerin yapıldığı günümüzde robotları tanımlamak ve oluşabilecek herhangi bir tersliğe yönelik hukuk kuralları oluşturmak zorunlu gözükmektedir.

Yeni oluşturulan sistemler ile birlikte insanların robotlar ile anlaşma yapabileceği günümüzde muhatabı robot olan insanın bir sıkıntı yaşadığında veya robotu dava etmek istediğinde ne yapması gerektiği gibi, oluşabilecek terslikler, otonom sistemde bir sorun olursa kimin sorumlu tutulacağı, vb. sorunların çözümü için ilk adım olarak robotlara belli bir "kişilik" verilmesi gerektiği öngörülmektedir. Bu kişilik ile robotlara bir insan vasfı verilmeye  çalışılmamaktadır daha çok tüzel kişilik gibi bir tanımlamaya benzetilen "elektronik kişilik" tanımı ,hem insanlara kolaylık sağlayacak, hem de robotlar ile olan işlemlerde belli bir hukuki güvence ve sürdürebilirlik zemini oluşturacaktır.

Avrupa Birliği'nin bu yönde oluşturduğu taslakta değindiği konulardan bazıları;

  •  Akıllı ve otonom robotların hukuki tanımının yapılması
  • Bu robotların belli bir sisteme kaydının sağlanması ile robotun kime ait olduğuna ve robotu kimin kullandığına bakılabilmesi
  • Robotik araştırmalar ve yapay zekaya yönelik bir kurumun kurulması
  • Robotik araştırmacılar ve robot üreticilerine yönelik AB insan haklarını yansıtan bir etik kodu üretilmesi
  • Robotlara yönelik yeni bir statü yaratılması ile artık " elektronik kişilik" olarak tanımlanabilmeleri ile buna yönelik sonuçların oluşturulması,

şeklinde özetlenebilir.

Hayatımızın, işlerimizin, okullarımızın, hastanelerimizin, arabalarımızın,  evlerimizin içinde olan ve daha da olacak olan robot sistemler ve teknolojiler, kullanımlarındaki hata, yanlış programlanma, virüs ve daha birçok sebep ile insanları yanıltmaya, navigasyon sistemlerini ve insansız araçları yanlış yönlendirebilmeleri, ameliyatta hata yapmaya ve bunun gibi düşünülemeyecek birçok problemin çıkmasına sebep olmaya bir adım daha yakındır, hukuk sisteminin oluşabilecek her senaryo için hazırlıklı olması artık kaçınılmaz olmuştur.

 

Robotların bilinç kazanarak ayaklanması ve insanlığa tehdit oluşturmasından korkan ve yanlış yönlendirmeleri ile hayatımızı zorlaştırabileceğini düşünen birçok bilim insanı ise bu gelişimin yavaşlatılmasını ve bilinçli robotların insanlığın sonu olabileceğini düşünse de her ne olursa olsun toplumun geliştiği ve robotları hayatımızın bir parçası yaptığı da unutulmamalıdır. Böyle bir distopyanın bulunma ihtimali olsun veya olmasın hukuk gelişmekte olan toplumda düzeni sağlayan ve kuralları koyan yegane araçtır. Sadece bilinçlendiklerinde robotlara sağlanacak haklardan ziyade hukukun şu anki amacı her türlü teknolojik ilişkinin daha iyi ve güvenilir hale gelmesini sağlamaya yöneliktir. Robotlar bilinç kazansın veya kazanmasın hukukun robot hakları hakkında bir bilinç kazandırmasının vaktinin geldiği çok açıktır.

Kustepe Mahallesi, Mecidiyekoy Yolu Caddesi, Trump Towers, Ofis Kule:2 Kat:18, No:12, Sisli Mecidiyekoy, Istanbul, Turkey

Subscribe Our Newsletter

© 2025 HERDEM | All Rights Reserved. Powered by Stingreys

HERDEM

360