Türkiye elektrik piyasası, Türk hükümetinin tutarlı özelleştirme ve serbestleştirme politikaları ile hızla rekabetçi bir açık piyasaya dönüşmektedir. Bu düzenlemeler doğrultusunda, özelleştirilmiş piyasanın avantajlarını kısıtlayan bir manipülasyon riski ortaya çıkmıştır. Son reformlar, piyasa oyuncularına yakın geçmişte tamamen dikey ve devlet kontrolünde olan enerji piyasalarına yatay bir yapının hakim olacağını göstermiştir. Türk hükümeti bu süreci elektrik dağıtım ve küçük ölçekli üretim şirketlerinin özelleştirilmesi ile başlatmıştır. Gerçek şu ki, bu stratejinin ana akımı toptan ve perakende piyasalarda rekabeti arttırmaktır.
Elektrik Piyasalarında Manipülasyonun Ana Nedenleri
- Elektrik piyasalarında esneklik yoktur. Bu nedenle, elektrik dağıtımındaki küçük bir düşüş beklenmedik fiyat dalgalanmaları ile sonuçlanabilir.
- Elektrik üreticileri için en büyük dezavantaj, iyi dengelenmiş bir elektrik piyasasını zorunlu kılan depolama zorluğudur.
- Elektrik iletiminde bir sorun yaşanması durumunda, üreticiler fiyat belirleyici olarak piyasa gücü elde edebilirler.
- Elektrik üreticilerinin marjinal maliyetlerine göre maksimum kapasite ile çalışmaları muhtemeldir. Dolayısıyla, fiyat artışları açısından kendilerini uyarlamaları mümkün değildir.
Yukarıdaki hususların bir sonucu olarak, Türkiye spot elektrik piyasası, iyi organize edilmiş bir piyasa mekanizması ve manipülasyon olasılığı ile başa çıkmak için yetkilendirilmiş bir kuruma ihtiyaç duymaktadır.
Elektrik Piyasası Manipülasyonuna Karşı Dünya Çapında Savaş
ABD'de, Menkul Kıymetler Borsası Komisyonu ("SEC") ve Vadeli Emtia İşlemleri Komisyonu ("CFTC") manipülatif işlemlerin engellenmesinden sorumludur. Ancak, bu kurumlar sadece sermaye piyasaları ile sınırlıdır, bu nedenle fiziksel elektrik piyasası ticareti bu otoriteler' uygulamaları kapsamında düzenlenememektedir. Sonuç olarak, manipülasyon ABD'de antitröst yasasına tabidir. Öte yandan, manipülasyon uygulamak için piyasa gücüne ihtiyaç yoktur. Bu bağlamda Federal Enerji Düzenleme Komisyonu'nun yetkileri genişletilmiştir.
Avrupa Birliği bu sorunu ABD'nin uyguladığı şekilde çözmüştür. Enerji piyasaları manipülasyonları şu şekilde tanımlanmaktadır Piyasa Bozucu Eylemler Direktifi ("MAD"), ancak bu fiziksel elektrik ticaretini kapsamamaktadır. Kanundaki bu boşluğa ilişkin olarak Enerji Piyasası Bütünlüğü ve Şeffaflığı Yönetmeliği (REMIT) çıkarılmış ve Enerji Düzenleyicileri İşbirliği Ajansı ("ACER") veri toplama ve piyasa gözlemi için yetkilendirilmiştir.
Dolandırıcılık Temelli Manipülasyonun Düzenleyici Çerçevesi
Bir bakışta, Dolandırıcılık Temelli Manipülasyon, finans ve emtia piyasalarındaki çarpıklıkları ifade etmektedir. Buna göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 237. maddesimalların fiyatlarını düşürmek veya artırmak amacıyla hileli yollara başvuran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır. Ek olarak, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 107. maddesi Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, arz ve taleplerini değiştirmek amacıyla yanıltıcı işlem yapanlara iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile birlikte adli para cezası verilir.
Elektrik Piyasası kapsamında, son dönemde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Kanunu 6446, herhangi bir tanım, bu dalgalı piyasada risk teşkil eden hile temelli manipülasyona yer vermemektedir. Tahmin edilebileceği üzere, Türkiye'de enerji piyasası borsasının ("EPİAŞ") kurulmasının ardından, elektrik piyasasında manipülasyona ilişkin mevzuata ilişkin tartışmalar ortaya çıkacaktır. Yeni bir ikincil mevzuata piyasa güveni açısından büyük ihtiyaç duyulacaktır.