Çin merkezli Tencent firması tarafından geliştirilen sosyal paylaşım uygulaması WeChat’in Amerika Birleşik Devletleri’nde (“ABD”) yerleşik kullanıcıları, tarafından; WeChat’in ulusal güvenlik tehdidi oluşturduğu iddiası ile ABD sınırları içinde erişiminin engellemesine ilişkin Başkanlık Emri’nin ifade özgürlüğü kapsamında ihlal oluşturacağı iddiasıyla açtığı davada 19 Eylül 2020 tarihinde Kuzey Kaliforniya Bölge Mahkemesi
ABD sınırları içerisindeki uygulamanın kullanıcılarının birçoğunun ABD’de ve dünyadaki diğer kişilerle bağlantıda kalmaya çalışan Çin’li kullanıcılar olduğu değerlendirmesi ile ABD yönetiminin ilgili uygulamayı mobil uygulama mağazalarından bir anda çekemeyeceğine veya Amerikan şirketlerinin bu uygulama nezdinde verdikleri hizmetleri durduramayacağına hükmetti.
Başkanlık Emri ve Uyuşmazlık
6 Ağustos 2020 tarihinde, WeChat’in ulusal güvenlik riski doğurduğu gerekçesiyle yasaklanmasına yönelik yayımlanan Başkanlık Emri WeChat ile ilgili olarak yapılacak olan tüm iş ve işlemlerin tamamlanması için 20 Eylül 2020 tarihine işaret etmiş, 18 Eylül 2020 tarihinde ise ABD Ticaret Bakanlığı tarafından “13943 sayılı Başkanlık Emrinin Uygulanmasına Yönelik Yasaklanan İşlemlerin Tanımlanması” yayımlanmıştır.
ABD Ticaret Bakanlığınca getirilen tanımlamaya göre özet olarak, (i) mobil uygulama mağazalarının WeChat uygulamasını veya uygulamanın güncellemelerini dağıtması, (ii) WeChat uygulamasının işlevini ve optimizasyonunu sağlayan internet sunucu, içerik teslimi ve diğer internet geçit hizmetleri, (iii) uygulamanın işlevindeki kodlama ve hizmetlerin kullanımı, (iv) ABD’deki taraflara veya taraflardan para transferini sağlayan hizmetler yasaklanmış olup bir başka deyişle, ABD’deki kullanıcıların WeChat uygulamasını indirmeleri, uygulamaları güncellemeleri ve para göndermek ve almak için kullanmaları engellenmiştir.
Bir grup ABD WeChat kullanıcısı (“Davacılar”), WeChat uygulamasının Çince konuşanlar için tasarlanmış bir ara yüze sahip tek uygulama olduğuna işaret ederek uygulamaya erişimin engellenmesinin ABD’deki milyonlarca insana zarar vereceği iddiasıyla dava açmış ve Başkanlık Emri’nin yürütmesinin durdurulmasını talep etti. Davacılar vekili Başkanlık Emri’nin ABD Anayasası’nda düzenlenen ifade özgürlüğünü ihlal ettiği başvurusunda ABD Başkan’ın ulusal güvenlik çıkarlarını korumak adına yasaklayabileceği işlemleri düzenleyen Uluslararası Acil Ekonomik Güç Kanunu’nun kişisel iletişimleri düzenlemeye yönelik yetkiler vermediğini ve bu nedenle Başkanlık Emri kapsamında yasaklamanın hukuka uyarlılık göstermediğini iddia etmiştir.
İdare tarafından sunulan cevaplarda ise WeChat kullanıcılarının platformu tercih etmesine rağmen platformun uygulanabilir ABD alternatiflerinin olduğu ve bu nedenle ifade özgürlüğünü ihlal etmeyeceği ileri sürülerek. Çin menşeili şirketler ve ürünlerin Çin dışındaki pazarlara stratejik olarak arz edildiğini belirterek bu kapsamda Çin menşeili mobil teknolojilerin de ulusal güvenliğe bir tehdit oluşturduğunu ifade etmiştir.
Mahkemenin Değerlendirmeleri ve Karar
Kuzey Kaliforniya Bölge Mahkemesi yaptığı ilk değerlendirme neticesinde Başkanlık Emri’nin yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir. Karar gerekçesinde idare tarafından WeChat uygulamasının etkin bir şekilde yasaklanmasının ulusal güvenlik kapsamında hangi önemli çıkarlara işaret ettiğinin net olarak ifade etmediği vurgusu yapılarak ilaveten WeChat’in ABD’deki Çinli-Amerikalı ve Çince konuşan topluluklar için etkili bir şekilde iletişim kurabilecekleri tek iletişim platformu olduğu kanaatiyle yasağın ifade özgürlüğüne engel olduğu değerlendirilmiştir. Mahkeme tarafından ayrıca idarenin, yasağın davacıların birbirleriyle olan iletişimini önlemeyeceğine keza yeni uygulamalara veya platformlara geçiş yapabileceğine ilişkin savunmaları da değerlendirilmiş olmakla, WeChat’in İngilizce yeterliliği sınırlı olan Çince konuşanların WeChat dışında hiçbir seçeneği olmaması gerekçesiyle bu topluluklardaki birçok kişi için iletişim aracı olarak etkili tek platform olduğu değerlendirmesi yapılmıştır.
Kuzey Kaliforniya Bölge Mahkemesi, Uluslararası Acil Ekonomik Güç Kanunu’nun kişisel iletişimleri düzenlemeye izin vermediğine ve bu nedenle Başkanlık Emri tahtındaki işlemlerin hukuka aykırı olduğuna ilişkin iddialara yönelik değerlendirmelerinde de davacıların WeChat uygulamasının güncellemelerinin kaldırılmasının ve internet hizmetinin kısılmasının kişisel iletişimin yasaklanması ile tatmin edici bağlantı kurulamadığını değerlendirmiş ve bu aşamada davacıların iddialarının yerinde olmadığına karar vermiştir.
Mahkeme vermiş olduğu tedbir kararında ayrıca, uyuşmazlık neticesinde bir tedbir kararına hükmedilmemesi durumunda telafisi mümkün olmayan zararların ortaya çıkabileceğine işaret etmiş olmakla ihtiyati tedbir kararının kapsamının da sınırlandırılmaması gerektiğini, zira WeChat’in bir sosyal ağ olduğunu da gözeterek zararı önlemek adına kararın ABD sınırları içinde ulusal düzeyde uygulanması gerektiğini belirtmiştir.
Ezgi Ceren Aydoğmuş