4 Şubat 2021 tarihinde Avrupa Komisyonu (“Komisyon”) 2018/1972 sayılı ve 11 Aralık 2018 tarihli Avrupa Elektronik Haberleşme Yasasını (“Yasa”) yürürlüğe koymadıkları gerekçesiyle 24 üye devlete karşı ihlal işlemlerini başlatmıştır. Komisyon, hizmet kalitesi ve rekabetçi pazarlar sağlayarak tüketicilerin tercihlerini ve haklarını geliştirmek amacıyla elektronik haberleşme hususunda Avrupa Birliği (“AB-Birlik”) düzenleyici çerçevesini çağdaşlaştıran Yasa’nın, iç hukukta yürürlüğe konması için üye devletlere 21 Aralık 2020 tarihine kadar süre vermişti. Güncel olarak yalnızca Yunanistan, Macaristan ve Finlandiya, Yasa’nın iç hukukta yürürlüğe girmesi için gerekli tüm önlemleri aldıklarını Komisyon’a bildirmiş ve böylece yürürlüğe girme sürecinin tamamlandığını beyan etmiştir. Komisyon ise söz konusu üç üye devlet haricindeki tüm üye devletlere resmi bildirim göndermiş olup üye devletlerin söz konusu bildirime yanıt vermek adına iki ay süresi bulunmaktadır.
Toplamda yüz yirmi altı maddeden oluşan Yasa, genel yetkilendirme, son kullanıcı hakları, uyuşmazlıkların çözümü, radyo spektrumu politikaları, hizmetlerin ve servislerin güvenliği, standardizasyon vb. çeşitli elektronik haberleşme ve telekomünikasyona ilişkin hususu düzenlemektedir.
Arka Plan ve Yasa’nın Esasları
İhlal işlemlerine konu olan Yasa, AB’nin dijital geleceği açısından süregelmiş AB telekomünikasyon kurallarının modernize edilmesi gerekçesiyle Komisyon’un gündemine taşınmış; zorlu ve uzun süreç sonunda Aralık 2018’de yürürlüğe girmiştir. Yasa, Avrupa'nın ‘Gigabayt Toplumunu’ başarmak ve tüm AB vatandaşlarının dijital ekonomi ve topluma tam katılımını sağlamak için birincil mevzuat parçası olarak nitelendirilmektedir. Bu bağlamda, dijital dönüşümün temel yapı taşı olan ‘Gigabayt toplumu’ gelişmiş bağlanabilirlik ve sürdürülebilir bir geleceği mümkün kılmaktadır. Sabit ve kablosuz ağlarla, uygun fiyatlı ve erişilebilir hizmetlerin sağlanmasına ve dijital uçurumun önüne geçilmesinde önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır.
Yasa temelde aşağıdakileri amaçlamaktadır:
elektronik haberleşme ağlarında ve hizmetlerinde dağıtımla sonuçlanan bir iç pazar uygulamak ve çok yüksek kapasiteli ağların benimsenmesi, sürdürülebilir rekabet, elektronik haberleşme hizmetlerinin birlikte çalışabilirliği, erişilebilirlik, ağların ve hizmetlerin güvenliği ve son kullanıcıya avantajların sağlanması,
Birlik genelinde kaliteli, uygun fiyatlı, kamuya açık hizmetlerin etkili bir rekabet ve seçim aracılığıyla efektif olarak sunulmasını sağlamak,
Engelli bireylerin de diğer herkes gibi hizmetlere eşit erişimini sağlamak da dahil olmak üzere son kullanıcıların ihtiyaçlarının üstesinden gelmek.
Bununla birlikte, Yasa kapsamında ‘elektronik haberleşme ağı’ oldukça geniş olarak kapsama alınmıştır. Buna göre, ‘elektronik haberleşme ağı’; kalıcı bir ağa dayalı olsun veya olmasın, altyapı veya merkezi yönetim kapasitesi ve uygun olduğunda anahtarlama veya yönlendirme ekipmanı ve sinyallerin telle iletilmesine izin veren, aktif olmayan ağ öğeleri dahil diğer kaynaklar, uydu ağları dahil olmak üzere radyo, optik veya diğer elektromanyetik araçlar, sabit (devre ve paket anahtarlamalı, internet dahil) ve mobil ağlar, elektrik kablo sistemleri, amaçlarına göre kullanıldıkları ölçüde ne olursa olsun, sinyalleri, radyo ve televizyon yayını için kullanılan ağları ve kablolu televizyon ağlarını iletmek aktarılan bilgi türünün iletim sistemleri anlamına gelmektedir. Aynı madde tahtında, ‘elektronik haberleşme hizmeti’ ise elektronik haberleşme ağları ve hizmetleri kullanılarak iletilen içerikleri kapsayan genellikle elektronik ortamda ücretlendirme için sağlanan hizmet anlamına gelmektedir. Yasa ayrıca elektronik haberleşme hizmetlerini; (i) internet erişimi hizmeti, (ii) bireylerarası haberleşme hizmetleri, (iii) tamamen veya büyük ölçüde, makineden makineye hizmetlerin sağlanması ve yayın için kullanılan iletim hizmetleri gibi sinyallerin iletilmesinden oluşan hizmetler olmak üzere üç başlık altında incelemektedir.
Belirtmek gerekir ki üye devletler, Yasa ile belirtilen düzenleyici görevleri yerine getirirken, ulusal düzenleyici ve diğer yetkili makamlarının, Yasa tahtındaki hedefleri gerçekleştirmek için gerekli ve orantılı olan tüm makul önlemleri alacağını taahhüt etmektedir. Ayrıca, üye devletlerin, Komisyon’un, Radyo Spektrumu Politika Grubu’nun (“Radio Spectrum Policy Group-RSPG”) ve Avrupa Elektronik Haberleşme Düzenleyicileri Kurulu’nun (“Body of European Regulators for Electronic Communications-BEREC”) söz konusu hedeflere ulaşılmasına katkıda bulunacağı da Yasa altında düzenlenen diğer esaslardan biridir.
Yasa uyarınca, üye devletler, Yasa’da belirtilen koşullara tabi olarak elektronik haberleşme ağları ve hizmetleri sağlama özgürlüğü olduğunu kabul edeceklerdir. Bu amaçla, üye devletler, Birliğin Kurucu Anlaşmasında belirtilen kamu düzeni, kamu güvenliği ve halk sağlığı halleri dışında, bir teşebbüsün elektronik haberleşme ağları veya hizmetleri sağlamasını engellemeyecektir. Ayrıca, elektronik haberleşme ağları ve hizmetleri sağlama özgürlüğüne yönelik bu tür herhangi bir sınırlamanın, usulüne uygun olarak gerekçelendirilmesi ve Komisyon'a bildirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, Avrupa telekomünikasyon sektörünü yöneten düzenleyici çerçeveyi zorluklarla güncel hale getiren Yasa’yı üye devletlerin iç hukuka uygulamak için iki yıl süresi bulunmaktaydı. Bu süreç boyunca, Yasanın iç hukukta yürürlüğe girmesi konusunda üye devletleri desteklemek için Komisyon, uygulama sürecini izlemiş ve kapsamlı rehberlik edeceğini ve yardım sağlayacağını belirtmiştir. Ayrıca da BEREC de yeni telekomünikasyon kurallarının uygulanmasına ilişkin yol göstermesi adına birden fazla rehber doküman yayımlamıştır.
Sırada Ne Var?
Komisyon, Belçika, Bulgaristan, Çekya, Danimarka, Almanya, Estonya, İrlanda, İspanya, Fransa, Hırvatistan, İtalya, Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Avusturya, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovenya, Slovakya ve İsveç üye devletlerine, Yasadaki sürelere uymayarak söz konusu kuralları iç hukuklarında uygulamadıkları gerekçesiyle resmi bildirim göndermiştir. Komisyon bu bildirimiyle bahsi geçen ülkelerden ilgili önlemleri benimsemelerini ve bildirmelerini derhal beklemektedir. Üye devletlerin bu bildirime cevap vermek için iki aylık süresi bulunmaktadır.
Şafak Herdem, Ezgi Ceren Aydoğmuş