Üniversitelerdeki akademik bilginin, sanayi kuruluşlarının ihtiyaçları çerçevesinde sanayiye aktarılarak ekonomik değere dönüştürülmesi ve ticarileştirilmesi, üniversite-sanayi işbirliğinin en temel amacıdır. Bu işbirliği sürecinde birçok özel sektör kuruluşu için mali riskin paylaşılması adına teşviklerden ve hibelerden yararlanmak, ciddi bir avantaj sağlar.. TÜBİTAK’ın destek programları da bu kuruluşların proje esaslı araştırma-teknoloji geliştirme ve yenilik faaliyetlerini ekonomik olarak destekleyerek, Türk sanayisinin gelişmesine ve rekabet gücünün artırılmasına katkıda bulunur.
TÜBİTAK Üniversite-Sanayi İşbirliği Destek Programı’nın (1505) amacı, üniversitelerdeki akademik bilginin, ticarileşmesini sağlamaktır. Bu ise Türkiye’de yerleşik ve proje sonuçlarını Türkiye’de uygulamayı taahhüt eden KOBİ veya büyük ölçekteki özel sektör kuruluşlarının, akademik bilgiyi ihtiyaçları doğrultusunda ürüne veya hizmete dönüştürmesiyle gerçekleşir. Yapılacak Ar-Ge çalışması kapsamında yeni bir ürün üretilmesi, mevcut bir ürünün geliştirilmesi/iyileştirilmesi, yeni üretim teknolojilerinin ortaya çıkarılması gibi inovasyon şartının sağlandığı projelerde TÜBİTAK’ın 1505 destek programından faydalanmak mümkündür.. Tasarım ve modelleme çalışmaları, tasarım kaynaklı sorunların çözümleri için yürütülecek Ar-Ge çalışmaları, ürün/hizmet standardını geliştirme, pilot tesis kurulumu, prototip üretimi gibi aşamalar içeren projeler destek kapsamındaki çalışmalara örnek gösterilebilir.
TÜBİTAK 1505 destek programından faydalanabilmek için öncelikle bir yürütücü kuruluş ve bir müşteri kuruluşun ortak başvurusu gereklidir. Müşteri kuruluş, Türkiye’de yerleşik ve proje sonuçlarını Türkiye’de uygulamayı taahhüt eden KOBİ veya büyük ölçekli sermaye şirketleridir. Yürütücü kuruluş ise Yükseköğretim Kanunu kapsamında yer alan yükseköğretim kurumları, vakıf üniversiteleri, eğitim ve araştırma hastaneleri ile Ar-Ge çalışması yürüten kamu araştırma merkez ve enstitüleridir. Destek programına başvuru sürekli açık olmakla birlikte, sadece elektronik ortamda PRODİS (Proje Değerlendirme ve İzleme Sistemi) sistemi üzerinden yapılır.
TÜBİTAK'a proje öneri başvurusu yapılmadan önce müşteri ve yürütücü kuruluş arasında TÜBİTAK’ın belirlediği asgari şartları içeren bir İşbirliği Sözleşmesi (Ar-Ge Sözleşmesi) imzalanır. İşbirliği Sözleşmesi’nde TÜBİTAK’ın belirlediği asgari şartlar şöyle sıralanabilir: Tarafların, 1505 destek programı mevzuatında belirtilen tanımların, proje önerisinde belirtilen konu ve amacın (işin) tanımı; müşteri ve yürütücü kuruluşların sorumlularının, proje yürütücüsünün ve sorumluluklarının belirlenmesi; tarafların mali, teknik-idari ve TÜBİTAK’a karşı sorumluluklarının belirlenmesi; proje çerçevesinde kullanılacak teçhizatın mülkiyetinin, proje ile ilgili olarak ortaya çıkması muhtemel fikri ve sınai mülkiyet haklarının paylaşımının düzenlenmesi; İşbirliği Sözleşmesi’nden kaynaklı uyuşmazlıkların çözümünün ve yürütücü kuruluş ile müşteri kuruluşun uyması gereken bilgi güvenliği hükümlerinin düzenlenmesi. Tüm bu hususların düzenlendiği bir İşbirliği Sözleşmesi, proje yürütücüsü kuruluş ile müşteri kuruluşun proje yetkilileri tarafından tarih ile birlikte imzalandığı takdirde, tarafların destek programından faydalanabilmesi için TÜBİTAK tarafından aranan asgari şartlar sağlanmış sayılır.
Ancak her ne kadar TÜBİTAK’ın İşbirliği Sözleşmesi’nde aradığı asgari şartlar belirlenmiş olsa da, üzerinde dikkatle durulması gereken hususlar vardır. İşbirliği Sözleşmesi’nin, projenin bütünü dikkate alınarak tüm kapsamları ile ve tarafların hedefledikleri çalışmalar bakımından taleplerini doğru yansıtır şekilde hazırlanması önemli fayda sağlayacaktır. Bu doğrultuda, İşbirliği Sözleşmesi düzenlenirken proje sürecinde veya neticesinde elde edilen iş bilgilerinin ticari sır niteliği de dikkate alınmalı, bilgi güvenliği hükümleri ve elde edilen veya geliştirilen ürünlerin/hizmetlerin fikri ve sınai mülkiyet haklarının tahsisine ve korunmasına ilişkin hükümler göz ardı edilmemelidir. Bununla birlikte genel olarak ‘işbirliği’ şeklinde düzenleme bulan sözleşme tipinin işbirliğinin unsurları ve sujeleri bakımından çok yönlü ele alınarak kurgulanması son derece önemli olup bu şekilde hazırlanacak bir İşbirliği Sözleşmesi ile proje öneri başvurusu yapılması çok daha isabetli olacaktır.
Bu sözleşme çerçevesinde TÜBİTAK 1505 destek programına müşteri kuruluş ve yürütücü kuruluş tarafından ortak başvuru yapıldığında, 1 milyon TL’ye kadar olan proje bütçeleri azami 24 aya kadar TÜBİTAK tarafından desteklenebilir. Eğer müşteri kuruluş KOBİ ise proje bütçesinin %75’i, büyük ölçekli bir sermaye şirketi ise proje bütçesinin % 60’ı TÜBİTAK tarafından finanse edilir. Kalan bütçe ise müşteri kuruluş tarafından karşılanır. Ayrıca, proje bütçesinin %5’i yürütücü kuruluşa ‘proje kurum hissesi’ ve proje ekibindeki kadrolu çalışanlara ‘Proje Teşvik İkramiyesi’nin tamamı TÜBİTAK tarafından ödenir.
Başvuru için proje ön kayıt formları ve ekleri proje yürütücüsü tarafından doldurulup TÜBİTAK’a gönderildikten sonra, önkayıt onayı alınır ve müşteri kuruluş ile yürütücü kuruluş bilgilendirilir. Projenin ön incelemesi ve değerlendirmesi Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) tarafından yapılır ve inceleme neticesinde projenin ilgili teknoloji alanına uygun hakemler atanır. Hakemler, ilgili teknoloji grubu TEYDEB yürütme komitesinin aksine bir kararı olmadığı sürece, proje öneri formları üzerinden değerlendirmelerini yaparak TÜBİTAK’a iletirler. Hakem raporları TEYDEB yürütme komitesinde görüşülerek destek talebi karara bağlanır.
TÜBİTAK proje önerilerini değerlendirirken, projenin Ar-Ge içeriğini ve teknolojik olarak yenilikçi yönünü, projenin yürütücü ve müşteri kuruluşların alt yapısıyla uygunluğunu ve proje neticesinde elde edilecek teknolojinin ekonomik değere dönüştürülebilmesini dikkate alır. Bu sebeple, İşbirliği Sözleşmeleri’nde tarafların uygulamada amaçladıkları çalışmaları doğru şekilde belirtmeleri ve bu çalışmalar neticesinde elde edilecek teknolojinin ekonomik değere dönüşmesinin kapsamlarıyla açıklamaları, TÜBİTAK’ın projeyi olumlu değerlendirmesi açısından fayda sağlar.
TÜBİTAK’ın bahsedilen değerlendirme kriterleri çerçevesinde destek kararı vermesi halinde, karar yürütücü kuruluşa bildirilir ve destek başlangıç tarihinin de belirtildiği proje destek sözleşmesi; yürütücü kuruluş yetkilisi, müşteri kuruluş yetkilisi ve TEYDEB tarafından imzalanarak destek süreci başlatılır. Teknoloji Grubu Yürütme Komitesi tarafından belirlenen Proje İzleyicisi, TEYDEB teknik uzmanı ve mali uzmanı, altı aylık dönemler sonunda sunulan teknik ve mali raporları değerlendirir. Ancak desteklenen proje başarılı olamazsa, yürütücü ve müşteri kuruluşun kastının olmaması şartıyla, verilen destek geri alınmaz.
Görüldüğü üzere, şirketlerin kendi potansiyelleri ile geliştiremeyecekleri teknolojik ürünün/hizmetin, üniversitelerdeki akademik bilgi ve olanaklar ile üretilebilmesi ve dolayısı ile ürünün/hizmetin güvenilirliği ve bilimselliği bakımından daha prestijli olması açısından üniversite sanayi işbirliği oldukça önemlidir. Böylece şirketler daha az riskle, hedeflenen sonuç bakımından doğru Ar-Ge çalışmalarını yapabilir ve elde edilen teknolojinin markalaşması suretiyle uluslar arası rekabet gücüne sahip olabilirler. TÜBİTAK’ın destek programlarının, şirketlerin mali yükünü paylaşması ve Ar-Ge çalışmalarına yatırım yapmaları hususunda teşvik edici niteliği de dikkate alındığında, şirketlerin destek programından yararlanmalarının faydalı olacağı aşikardır. Bu sebeple, tarafların TÜBİTAK’ın aradığı asgari şartlara uygun, ancak bu şartlarla sınırlı olmamak üzere, hedeflenen çalışmaları ve bu çalışmalara yönelik tüm hususları kapsamlı ve doğru şekilde yansıtan bir İşbirliği Sözleşmei yapmaları ve bu sözleşme ile proje öneri başvurusunda bulunmaları, TÜBİTAK’ın destek kararı bakımından oldukça önemli olacaktır.
Suzan Tekin