AB’nin Rusya’ya karşı hayata geçirdiği 14. Yaptırım paketi, başta Rusya’nın savaş ekonomisini sekteye uğratmaya ve savaş ekonomisini besleyen kritik öneme sahip enerji, finans ve ticaret alanlarına odaklanmıştır. Yaptırım paketlerinde doğrudan müdahale Rus ekonomisine yönelik olsa da alınan tedbirler hem AB ekonomisini hem de diğer üçüncü ülkelerin ekonomisini derinden etkilemektedir.
Özellikle Türk ekonomisine etkilerine bakıldığında Türk şirketler aracılığıyla yaptırımları delme girişimlerine karşı AB tarafından daha sıkı tedbirler alınmış ve yaptırımları delme girişimlerine aracılık eden veya destek veren gerçek ve tüzel kişilere de yaptırım listelerinde yer vermiştir. Bunun en çarpıcı örneği pakette yer alan 9’u Türk firması olmak üzere 116 gerçek ve tüzel kişiye yönelik getirilen kısıtlamalardır.
Bu pakette Rusya’ya yönelik olarak daha önce uygulanmış olan diğer yaptırımlardan farklı olarak ilk defa LNG üzerinde sıkı bir kontrol ve denetim mekanizması oluşturulmuştur. Şubat 2024'te Türkiye'nin LNG ithalatının sadece yüzde altısının Rusya'dan gerçekleştirildiği göz önünde bulundurulduğunda Rusya’nın LNG ihracına ve yeni LNG tesisleri kurmasına yönelik kısıtlamaların Türkiye bakımından doğrudan önemli derecede olumsuz bir etkiye sebep olmayacağı söylenebilmekle beraber, özellikle Türkiye üzerinden Rusya’ya LNG projeleri için ürün, teknoloji ve hizmetlerin sağlanması zorlaşmıştır. Bu durum da sanayi sektörünü olumsuz etkileyebilecektir.
Rusya Merkez Bankası’nın geliştirmiş olduğu SPFS bankacılık sistemine yönelik AB’nin getirmiş olduğu, hem AB bankalarının bu sistemi kullanmasının yasaklanması hem de kullanan üçüncü ülke bankalarıyla işlem yasağı getirilmesi, bunun yanında Rusya’nın savunma sanayi alanına yönelik işlemleri kolaylaştıran Rus ve üçüncü ülke bankaları, kripto varlık sağlayıcılarıyla yapılan işlemlerin ve herhangi bir iş birliğinin de yasaklanması, Türk bankacılık sektörü için de olumsuz bir sonuçlar doğurabilecektir.
Kısacası, yeni yaptırım paketiyle beraber bilhassa finans, bankacılık, savunma sanayi ve enerji alanında getirilen kapsamlı kısıtlamalar ve yaptırımlar Türk ekonomisini de üçüncü ülke olarak olumsuz etkileyebilecektir. Bununla beraber taşımacılık alanında Rus ortaklı şirketlere getirilen yasaklar Türkiye için yeni fırsatlar da yaratabilir.