Trump Towers, Ofis Kule:2 Kat:18, No:12, Sisli, Istanbul, Turkey

Publication

Publication

Veri Koruma: Avrupa Birliği’nden Kitlesel Biyometrik Gözetleme Uygulamalarının Yasaklanmasına İlişkin Yeni Yasa Tasarısı Girişimi

Avrupa Vatandaş Girişimi, Avrupa Komisyonu’nu (“Komisyon”), biyometrik verilerin gelişigüzel ve keyfi olarak hedeflenen kullanımlarının kitlesel gözetim uygulamalarına konu edilmesini ve temel haklara gereksiz müdahaleye yol açabilecek şekilde kullanılmasını, kalıcı olarak sona erdirmek için yasal bir eylem önermeye davet etmiştir. 7 Ocak 2021 tarihinde, Avrupa Vatandaş Girişimi tarafından başlatılan bu kitlesel biyometrik gözetleme uygulamalarının yasaklanması girişimi, Komisyon tarafından kabul edilebilir bir sosyal girişim olarak belirtilmiş ve değerlendirilmek üzere kayda geçirilmiştir.

AB hukukunun kişisel verilerin korunması ve gizliliği hususlarındaki temel ilkelerine referans gösterilerek başlatılan yasal girişimi, AB’nin dijital egemenliğinin gerçekten insan merkezli olması için hassas olarak nitelendirilen biyometrik verilerin keyfi ve gelişigüzel olarak kitlesel biyometrik gözetimin uygulamalarına tabi olmasının sona erdirilmesini ve böylece temel hak ve özgürlüklere yapılan gereksiz müdahalelere nokta koyulmasını hedeflemektedir.

Avrupa Vatandaş Girişimi (“European Citizens Initiative-ECI”) nedir?

Avrupa Vatandaş Girişimi, 2007 yılında Lizbon Antlaşması ile vatandaşların elinde bir gündem belirleme aracı olarak tanıtılmış ve resmi olarak Nisan 2012’de kurulmuştur. Girişim, AB üye devletlerinin Komisyon’a, AB düzeyinde yetki verdiği ve bu suretle Komisyon’un harekete geçme yetkisine sahip olduğu alanlarda, doğrudan yasal düzenlemeler önermesi için çağrı yapmasını sağlamaktadır. İlk olarak 21 Mart 2013 tarihinde, “Su Hakkı” kampanyası ile bir milyondan fazla imza toplayarak girişimlerine başlayan ECI, söz konusu tarihten itibaren AB düzeyinde yasal boşlukların doldurulması adına aktif olarak faaliyette bulunmaktadır.

Komisyon tarafından ECI tarafından başlatılan sosyal girişimin kabul edilebilir olması için bazı şartların sağlanmış olması aranmaktadır:

– Çağrıda bulunulan eylemin açıkça Komisyon'un yasal bir eylem için teklif sunma yetkilerinin çerçevesinin dışına çıkmaması,

– Çağrıda bulunulan eylemin açıkça istismarcı, önemsiz ve sırf zarar verme amacı taşımaması,

– Çağrıda bulunulan eylemin, açıkça Birliğin değerleri ile çatışmaması,

Kitlesel Biyometrik Gözetleme Uygulamalarının Yasaklanmasına İlişkin Yeni Yasa Tasarısı Girişiminin Esasları

Komisyon tarafından en son kaydedilen kitlesel biyometrik gözetleme uygulamalarının yasaklanmasına ilişkin yeni yasa tasarısı girişimi, çeşitli gerekçelerle ECI’nin gündemi haline gelmiştir. Başvuruda detaylı olarak belirtildiği üzere, AB Kişisel Verileri Koruma Kanunu kapsamında biyometrik veri oldukça hassas oldukça nitelendirilmekte ve biyometrik verilerin işlenmesi kamu yararı halleri hariç hukuka aykırı ve oldukça katı gereklilik ve orantılılık şartlarına tabidir. Bununla birlikte, AB Temel Haklar Ajansı tarafından yapılan araştırmaya göre, Avrupa vatandaşlarının %83’ünün yüz verilerini yetkili merciler ile paylaşmaya ve %94’ünün de özel kuruluşlarla paylaşmaya karşı çıktıkları tespit edilmiştir. Buna rağmen, biyometrik veriler sıkça ulusal ve AB kolluk güçleriyle, kamu kurum ve kuruluşlarıyla ve özel kuruluşlarla, kamusal alanlarda insanların tanımlanması veya profilinin çıkarılması için kullanılmaktadır.

ECI tarafından yapılan başvuruda ayrıca, bu tür teknolojilerin gelişigüzel veya keyfi olarak hedeflenmiş kullanımının kitlesel biyometrik gözetim uygulamalarını oluşturduğu belirtilmiştir. Söz konusu uygulamalar, gizlilik ve kişisel verilerin korunması dahil olmak üzere çok çeşitli temel hakka doğası gereği gereksiz ve orantısız bir müdahale teşkil etmekte; ifade özgürlüğü ve örgütlenme ve toplanma hakkı gibi temel özgürlükler üzerinde ise "caydırıcı bir etki" yapabilmektedir. Ek olarak ECI, bu tür verilerin işlenmesine dayalı profil oluşturmanın, ayrımcılık yasağının ciddi şekilde ihlal edilmesine neden olabileceği ve duyguları veya davranışları tahmin ettiğini iddia eden kullanımların ise güvenilir bilimsel temelinin olmadığını vurgulamıştır.

İşbu nedenlerle ECI, biyometrik verilerin gelişigüzel ve keyfi olarak çeşitli temel haklara doğası gereği gereksiz ve orantısız bir müdahale teşkil edebilecek kullanımının, kalıcı olarak sona erdirilmesi adına Komisyon’a başvurmuştur.

Bu konunun AB yasal çerçevesi bakımından, 27 Nisan 2016 tarihli 2016/679 sayılı Genel Veri Koruma Yönetmeliği (“General Data Protection Regulation-GDPR”) ve aynı tarihli 2016/680 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifinin (“the Law Enforcement Directive-LED”) çerçevelediği haliyle mevcut AB yasal düzenlemeleri, biyometrik verilerin kullanımının orantılılık ilkesine tabi olarak, izlenen meşru bir amaç için kesinlikle gerekli olanla sınırlandırılacağını açıklamaktadır. Fakat, söz konusu genel hükümler oldukça geniş istisnalara tabidir. Mevcut AB kurallarının uygulamalarında sağladığı sınırlı güvenceler, ne biyometrik veri işlemenin şeffaflığını sağlamış ne de doğası gereği orantısız kitlesel gözetimi oluşturan kullanımları engellemiştir. Bununla birlikte, LED’in genel ilkeleri, AB üye devletlere ulusal hukuklarında kitlesel gözetime yol açan biyometrik veri kullanımlarına izin vermektedir. Bu kullanım durumunun, AB üye devletlerinin AB kişisel verileri koruma mevzuatı kapsamındaki yükümlülükleriyle ve temel haklar için ulusal anayasal korumalarla kesin çelişki içinde olduğu da belirtilmektedir. Söz konusu yasal çerçeveyi referans gösteren ECI, AB’nin, tüm insanların, hukukun üstünlüğü ilkelerini ve hedef sınırlamasını baltalayan süregelen kitlesel biyometrik gözetim uygulamalarının potansiyel şüphelilerine dönüşmesini önlemek adına yetkilerini kullanması gerektiğini de ifade etmiştir. Bu meyanda, temel hak ve özgürlüklere gereksiz müdahaleye yol açan biyometrik verilerin kötüye kullanılmasının durdurulmasının, AB’nin dijital egemenliğinin gerçekten insan merkezli olmasını sağlamanın anahtarı olduğu belirtilmektedir.

Neticeten, Komisyon, GDPR ve LED'deki genel korumalara dayalı olarak ve bunlara tam uyumluluk göstererek, AB hukukunun açıkça ve özel olarak biyometrik tanımlamayı, profil oluşturmayı ve ilgili işlemeyi veya ele geçirmeyi, kamuya açık olarak veya kamuya erişilebilir alanlar (çevrimiçi dahil) dahilinde yasaklamasını sağlayarak bu yasadışı uygulamaları düzeltmeye çağrılmıştır.

Arka Plan

Belirtildiği üzere, AB'de biyometrik gözetlemenin pek çok dağıtımda, yasadışı kitlesel gözetim ve diğer temel hak ihlalleri için yüksek potansiyele rağmen, önceki Veri Koruma Etki Değerlendirmeleri kurallarına (“Data Protection Impact Assessment-DPIA”), gereklilik ve orantılılık değerlendirmelerine veya diğer önlemlere dair uyumluluğuna ilişkin kanıtlar olmadan gerçekleştirilmiştir. Ulusal mahkemelerin ve veri koruma otoritelerinin bireysel yayılmayı önlediği ifade edilse de konu özelinde mevzuata ilişkin istikrarı sağlamak adına sistematik bir eyleme ihtiyaç olduğu tartışılmaktadır.

Risklere ilişkin farkındalık eksikliği, AB dağıtımında şeffaflık eksikliği ve GDPR ile LED'in genel ilkelerini uygulama zorluğu göz önüne alındığında, ulusal mahkemelerin ve veri koruma otoritelerin biyometrik teknolojinin izin verilmeyen kullanımları konusunda artan yasal kesinlikten yararlanması muhtemel gözükmektedir.

Komisyon'un belirli bir alanda AB eylemi için önerilerini derleyen Beyaz Kitabı (“Al White Paper”), temel hak ihlalleri riski nedeniyle, uzaktan biyometrik tanımlamanın prensipte "yüksek riskli" olarak kabul edilmesi ve zorunlu uygunluk değerlendirmelerine bağlı olması gerektiğini öngörmekteydi. ECI başvurusunda, Beyaz Kitap’ın bu tür uygulamaların temel haklar üzerindeki etkisini tam olarak incelemekte başarısız olduğunu vurgulayarak yasal bir eylemin temel hakları daha iyi koruyacağının kabulünün gerektiğini de belirtmiştir.

Sırada ne var?

ECI tarafından başlatılan kitlesel biyometrik gözetleme uygulamalarının yasaklanmasına ilişkin yeni yasa tasarısı girişiminin 7 Ocak 2021 tarihinde Komisyon tarafından kaydedilmesinin ardından, ECI organizatörlerinin önümüzdeki altı ay içinde girişimin desteklenmesi için imza toplama sürecini başlatabilecekleri belirtilmektedir. ECI'nin bir yıl içinde en az yedi farklı AB üye devletten bir milyon destek beyanı alması durumunda, Komisyondan altı ay içinde yanıt geleceği de tartışılan konular arasındadır. Komisyon, ECI tarafından iletilen talebe uyup uymamaya karar verebilir fakat her iki durumda da gerekçesini açıklaması gerekmektedir.

Şafak Herdem, Ezgi Ceren Aydoğmuş

 

Kustepe Mahallesi, Mecidiyekoy Yolu Caddesi, Trump Towers, Ofis Kule:2 Kat:18, No:12, Sisli Mecidiyekoy, Istanbul, Turkey

Subscribe Our Newsletter

© 2025 HERDEM | All Rights Reserved. Powered by Stingreys

HERDEM

360