Trump Towers, Ofis Kule:2 Kat:18, No:12, Sisli, Istanbul, Turkey

Publication

Publication

ABD Yaptırım Programları Kapsamında Denizcilik Faaliyetlerine İlişkin Uyum Gerekleri

Dünya nüfusundaki öngörülemez artış ile birlikte gelişen enerji ihtiyacı, dünya çapında gelişen denizcilik faaliyetleri, teknik ve insan kaynaklarının artan verimliliği sayesinde insanlara fayda sağlayarak genişlemeye devam etmektedir. Global ticaret endüstrisinin göz ardı edilemez bir kısmına hakim olan denizcilik sektöründe uzun vadede sürdürülebilirliği sağlamak, ticaret ağında devlet kontrolünü sağlamak ve ortaya çıkması beklenen yeni sorunları ele almak için ulusal ve uluslararası düzenlemelerin ve araçların uygulanması kaçınılmaz gözükmekteydi. Bu kapsamda Amerika Birleşik Devletleri (“ABD”) Dışişleri Bakanlığı, ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (“OFAC”) ve ABD Sahil Güvenlik ile birlikte denizcilik sektöründe aktivitelerini yürüten şirketlerin, OFAC tahtındaki ihlallerinin önlenmesi ve muhtemel yaptırımlardan kaçınma amacıyla gerçekleştirebilecekleri uyum programları önerilerini sunduğu kılavuzu (“Kılavuz”) 14 Mayıs 2020 tarihinde yayımladı. 

 

Kılavuzun Kapsamı

Kılavuz, büyük ölçüde daha öncesinde OFAC ve diğer ABD ilgili makamları tarafından denizcilik sektöründe İran, Suriye ve Kuzey Kore’ye özgü olarak yayımlanan uyum kılavuzların kapsamını genişletip küresel rehberlik sunmaktadır. Bununla da kalmayıp aynı zamanda denizcilik sektörüne temas eden bir düzineden fazla ayrıntılı endüstriye özgü rehberlik sunarak OFAC ve diğer ABD makamlarının yayımlamış olduğu önceki nakliye ve taşımacılık tavsiyelerini de önemli ölçüde genişletmektedir. Kılavuz kapsamına denizcilik faaliyetleri çevresinde geniş bir yelpazede ele alınan denizcilik sigortacıları, gemi sahipleri, işletmecileri ve taşıtanlar, gemi klasman şirketleri, liman devleti kontrol otoriteleri, mürettebat işe alım şirketleri, enerji ve metal ticaret şirketleri geleceğin denizcilik endüstrisinin bir parçası olarak görülmektedir. Bu şekilde Kılavuz, birçok yönden önerilerle OFAC veya ilgili makamların daha önce dile getirdiği uyum beklentilerinin oldukça ötesine geçmektedir. 

Denizcilik sektörü her zaman ticaret yaptırımlarının odak noktası olmakla birlikte, Trump yönetiminin ABD yaptırımlarını uygulamak için özel sektöre baskı uygulamasının, denizcilik sektörüne giderek daha fazla odaklandığı anlaşılmaktadır. ABD'nin OFAC tahtında ikincil veya uluslararası yaptırım uygulamaları, ABD dışındaki tarafların özellikle Kuzey Kore, İran, Suriye, Venezuela ve diğer yaptırım uygulanan taraflarla ticari ilişkilere girmesini büyük ölçüde yasaklamaktadır. Her ne kadar bir Kılavuzda tekrar tekrar belirtilen noktaların öneri niteliğini geçmediği dile getirilse de ABD makamlarının daha önce verilen kararlarından da açıkça görüldüğü üzere şirketlerin bu uygulamaları yaptırım programlarına dahil etmesi ihlallerin nedenlerini ve sonuçlarını ortaya koyabilecek bir durum tespit raporu öne sürerek potansiyel cezaları azaltmaya yardımcı olabilecektir. Bu bilgilerin yayınlanması ile ayrıca ABD makamlarının, yaptırım tarafları ile ilgili olarak denizcilik endüstrisine yönelik inceleme ve soruşturmalarının arttığına işaret etmek de mümkün gözükmektedir.

Özel sektör kuruluşlarının yaptırım risklerini uygun bir şekilde değerlendirmeleri ve gerektiğinde uyum programlarındaki tanımlanmış boşlukları ele almak için uyumluluk kontrolleri uygulamaları, potansiyel yaptırımları engellemek adına kritik önem taşımaktadır. Tarafımızca bu kapsamda ayrıca, enerji ve metal sektörlerinde, ham petrol, rafine edilmiş petrol, petrokimya, çelik, demir, alüminyum, bakır, kum ve kömür ticareti de dahil olmak üzere ticaret tedarik zincirlerinde yer alan tüzel kişilerin ve bireylerin bu Kılavuz belgesini incelenmesi teşvik etmektedir. 

Aldatıcı Denizcilik Faaliyetleri

Kılavuzda, denizcilik sektörü ile ilintili olarak taşımacılık veya diğer ticaret aktivitelerini gerçekleştiren kişi ve kurumların, yaptırım veya yasadışı faaliyetlere katılım riskini sınırlamak için belirtilen aldatıcı eylemlere karşı gerekli özeni göstermelerini ve “yüksek riskli” olarak belirlenen geçiş bölgelerinde gerçekleşecek sevkiyatlar bakımından OFAC önerilerine olabildiği ölçüde uymaları tavsiye edilmektedir. Aldatıcı faaliyetler ise aşağıdaki şekilde özetlenmektedir:

Otomatik Gemi Tanımlama Sistemlerini (Automatic Identification System,“AIS”), varış noktasını veya önceki duraklarını gizleyecek şekilde devre dışı bırakarak veya manipüle ederek yasa dışı aktivitelerini saklamak,

Yasa dışı aktivitelerini saklamak adına başka gemilerin veya deniz taşıtlarını taklit edecek şekilde gemilerinin isimlerini veya Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) numaralarını değiştirmek veya gizlemek,

Gemilerde taşınan kargo veya yüklerin kaynağının gizlenmesi adına belgelerin tahrif edilmesi,

Gemide taşınan malların veya yüklerin gemiden gemiye denizde transfer edilmesi (özellikle geceleri veya risk taşıyan alanlarda),

Planlanmamış güzergâhlar, olağandışı güzergâh veya gizlenmiş varış yerleri gibi yolculuk düzensizlikleri oluşturmak,

Kayıtlardan silindikten sonra bile önceki bayrak devletine tekrar tekrar yeniden kaydolmak veya önceki devletin bayrak statüsünü kullanmaya devam etmek,

İlgili tarafları gizlemek için paravan şirketleri ve çoklu katmanları kullanan karmaşık mülkiyet veya yönetim şemaları kullanmak.

Etkin Yaptırım Uyum Programı Oluşturulması

ABD hükümeti gerek OFAC gerek ihracat kontrol programları çerçevesinde her ne kadar şirketlerin resmi uyum prosedürlerine sahip olmalarını zorunlu kılmasa da; Kılavuz, yaptırım risklerinin azaltılması adına, tüm denizcilik endüstrisi aktörlerinin risk değerlendirmelerine göre durum tespiti ve uygunluk programları uygulamasını, bunun ise belirtilen öneriler çerçevesinde oluşturulmasını tavsiye etmektedir. Önerilen uygulamalar OFAC'ın daha önceden yayımlanan Kuzey Kore, İran ve Suriye yaptırımlarına yönelik hazırlanan kılavuzları ile uyumlu olmakla birlikte Kılavuz, denizcilik sektörüne dokunan belirli endüstrilerin her biri için spesifik uygunluk önerilerinin sağladığı eklerle birlikte önceki kılavuzlardan daha kapsamlıdır. Ek olarak, ilgili şirketler açısından bu önerileri uygulamanın pratik veya ticari anlamda imkansız olduğu durumların ortaya çıkması halinde, bu şirketler kendilerini OFAC önünde bu imkansızlığı ispat etmek durumunda veya uyum programının makullüğünü farklı önlemler alarak makul bulmaya ikna etmek durumunda kalabilirler. Bu önerilerin temel sonuçları ve özelliklerini ise işbu çalışma kapsamında aşağıdaki şekilde belirlemiş bulunmaktayız.

Yazılı, standartlaştırılmış yaptırım uyum politikalarına sahip olmak: Daha öncesinde yayımlanan çeşitli OFAC kararlarından tespit ettiğimiz üzere OFAC, ilgili şirketlerin bir yaptırımlar uyum programı geliştirerek, uygulayarak ve rutin olarak güncelleyerek OFAC kurallarına uyum konusunda risk temelli bir yaklaşım sergilemesini beklemektedir. Tarafımızca, Kılavuz ile birlikte OFAC’in, bir şirketin uyum programının makul olup olmadığını belirlerken, denizcilik sektöründeki veya bu sektör ilişkili şirketleri önceden yayımlanan önerilere ek olarak Kılavuzda belirtilen yeni öneriler kapsamında değerlendireceği düşünülmektedir. Bu tür programlar ise, diğer şeylerin yanı sıra, standart olarak belirli unsurları içermelidir; (a) yazılı politika ve prosedürler, (b) ticari ilişkiye girilen karşı tarafın OFAC tahtında durum tespitinin sağlanması, (c) uyumluluk programından sorumlu yetkili görevlilerinin atanması, (d) periyodik şirket içi uyumluluk eğitimleri ve iç denetim politikaları. 

AIS yönlendirmelerini tanımlamak adına uygulamalar belirlemek: Kılavuz, denizcilik sigorta şirketleri ve armatörlerlerin yanında, taşıtanların da geminin kiralanmasından önce gemi konumunu ve AIS sistem geçmişini izlemelerini önermektedir. Buna ek olarak Kılavuz ile AIS önerileri, öncesinden farklı olarak riskli bölgelerde izleme ile sınırlandırılmayarak (ör. Basra Körfezi, Suriye, Kuzey Kore, Venezuela) kalkış ve varış noktaları arasında “sürekli” izlemeyi içerecek şekilde genişletilmiştir. 

 

Tedarik zinciri boyunca gemilerin ve sözleşme taraflarının durum tespiti için müşteri tanıma programlarının uygulanması: Kılavuz, normal şartlarda kara para aklama (Anti Money Loundering Obligations) yükümlülüklerine tabi finansal kuruluşlar açısından zorunlu tutulan nihai sözleşme taraflarının en üst fayda sağlayan hak sahipliği (Ultimate Beneficiary Ownership, “UBO”) bilgisinin, denizcilik sektöründe çalışanlar tarafından da toplanması gerektiğini belirtmektedir. Bununla birlikte, OFAC’ın yaptırıma tabi şirketin %50den fazla hissesine sahip hissedarını da yaptırıma tabi kabul eden % 50 Kuralı ışığında, OFAC giderek artan bir şekilde tüm tarafların UBO bilgileri edinmeyi de içeren “müşterinizi tanıyın” (Know Your Customer) analizleri yapılması önerilmektedir. Ek olarak yüksek riskli alanlarda faaliyet gösteren gemiler için Kılavuzda, denizcilik sigortacılarının düzenli UBO bilgileri toplamanın yanı sıra gemi sahiplerinin pasaportların, adların, iş ve ikamet adreslerinin, telefon numaralarının ve e-postalarının renkli bir fotokopisini toplamasını ve herhangi bir şekilde sigortacı tarafından geminin sahiplerinin yasadışı bir faaliyete karıştığı öğrenilirse bunu yetkili makamlara derhal bildirmesini önermektedir. 

 

Kılavuz, OFAC tahtında uyum önerilerini sektör genelinde önemli ölçüde artırsa da, OFAC'ın Kılavuzda yer alan önerilere uyulup uyulmadığını denizcilik endüstrisi ile iletişiminde hemen kullanmaya başlayacağı tartışmasız gözükmektedir. Bu nedenle, denizcilik sektörü ile ilgilenen tüm şirketlerin OFAC yaptırımlarına maruz kalmadan bir an önce Kılavuzda yer alan önerileri yakından gözden geçirmelerini ve mevcut uyumluluk programlarında ifade edilen standartları karşılayıp karşılamadıklarını değerlendirmelerini tavsiye etmekteyiz. 

Şafak Herdem – Deniz Çelikkaya  

Kustepe Mahallesi, Mecidiyekoy Yolu Caddesi, Trump Towers, Ofis Kule:2 Kat:18, No:12, Sisli Mecidiyekoy, Istanbul, Turkey

Subscribe Our Newsletter

© 2025 HERDEM | All Rights Reserved. Powered by Stingreys

HERDEM

360