Dünyada Doğrudan Yabancı Yatırım
2008 yılında ABD'de başlayıp, daha sonra küresel bir maiyet kazanan finansal kriz ile birlikte, dünya çapında doğrudan yabancı yatırımların sekteye uğradığı bir döneme girilmişti. Fakat dünya ekonomisinin yavaşta olsa toparlanma sinyalleri vermesiyle birlikte, doğrudan yabancı yatırım miktarları da 2008 krizi öncesi seviyelere geri dönmeye başladı. Birleşmiş Milletlerin yayınlamış olduğu veriler ışığında, yabancı yatırım seviyelerindeki toparlanmanın sinyallerini görmek mümkün. Özellikle 2013 yılında %11 gibi önemli bir artış kaydeden küresel yabancı yatırım miktarı, 1.46 trilyon doları bulmuş ve 2008 küresel ekonomik krizi öncesi ortalama yabancı yatırım miktarı olan 1.49 trilyon dolarlık seviyeye yaklaşmıştır.
Bu dönemde gelişmiş ekonomilere yapılan doğrudan yabancı yatırım oranı %12 artarak 576 milyar dolara ulaşmış olsa da, bu rakam gelişmiş ekonomilerin dünya çapında yapılan toplam yabancı yatırımlardan sadece %39'luk bir pay alarak, tarihlerinin en düşük doğrudan yabancı yatırım çektikleri dönemlerini yaşadıklarını ve doğrudan yabancı yatırımların giderek gelişmekte olan ekonomilere kaymakta olduğu gerçeğinin üzerini kapatmamakta. Aynı dönemde gelişmekte olan ekonomilere yapılan doğrudan yabancı yatırım miktarı rekor kırarak 759 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Gelişmekte olan ekonomiler arasında en yüksek miktarda doğrudan yabancı yatırım girişi yaşayan bölge ise Asya bölgesi olarak öne çıkmakta, Asya'yı Güney Amerika, Karayipler ve Afrika takip etmektedir.
Türkiye'de Doğrudan Yabancı Yatırım
Doğrudan yabancı yatırım miktarları Türkiye'de de küresel eğilimlere paralel bir seyir izlemektedir. Küresel ekonomik krizin yaşandığı sene olan 2008 yılında, Cumhuriyet tarihinin en yüksek doğrudan yabancı yatırım girişlerinden bir tanesini yaşayan Türkiye, 2008 yılında yaklaşık 20 milyar dolar seviyesinde doğrudan yabancı yatırımı ekonomisine çekmeyi başardı. Ancak 2008 kriziyle beraber dünya genelinde düşmeye başlayan doğrudan yabancı yatırım miktarları kendisini Türkiye ekonomisinde de gösterdi. 2009 yılında Türkiye'ye giren doğrudan yabancı yatırım miktarı 8.6 milyar dolar civarında gerçekleşirken, 2010 senesi için doğrudan yabancı yatırım rakamı 9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Dünya ekonomisindeki toparlanmaya paralel olarak 2011 yılında tekrardan ciddi bir yükseliş gösteren Türkiye'deki doğrudan yabancı yatırım miktarı, söz konusu senede 16 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2012 yılında yaşanan 3 milyar dolarlık düşüşün ardından, Türkiye'de 2013 senesi doğrudan yabancı yatırım miktarı 10.1 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.
2014 yılının başından itibaren küresel ekonomide tekrardan toparlanma sinyallerinin gelmesi Türkiye'de 2014 yılın ilk çeyrek doğrudan yabancı yatırım oranlarına da yansıdı. 2014 yılının ilk çeyreği ile ilgili olarak yayınlanan veriler, doğrudan yabancı yatırım oranında bir önceki seneye göre önemli bir artışın meydana geldiğini ortaya koyuyor. Bu dönemde Türkiye'ye giriş yapan doğrudan yabancı yatırım miktarı 4.2 milyar dolar olarak kaydedilmiş durumda. Bu rakam içerisinde doğrudan sermaye girişinin 3 milyar dolar, doğrudan yatırım girişinin ise 1.2 milyar dolar civarında olduğunu tahmin ediliyor. Her ne kadar 2014 yılının geri kalanı için şimdiden ön görüde bulunma imkanı olmasa da, bu rakamların söz konusu sene için doğrudan yabancı yatırım beklentileri açısından olumlu bir beklenti yarattığının altını çizmek gerekiyor. Ancak tabi ki, senenin geri kalanında doğrudan yabancı yatırım rakamlarının nasıl şekilleneceğini sadece ulusal ekonomik göstergeler değil, aynı zamanda küresel piyasalarda meydana gelen ve yabancı yatırım yapma kararı verecek olan şirketlerin durumları belirleyecek.
Yasal Düzenleme: Teşvik Mekanizması
Son dönemlerde Türkiye'ye giriş yapan doğrudan yabancı yatırım oranındaki artış, küresel ekonomide ki gelişmeler ve ulusal ekonominin yükselen performansına bağlı olsa da, bu yükselişe önemli bir katkı yapan üçünü bir faktörün de vurgulanması gerekmektedir; teşvik mekanizması. Son yapılan yasal düzenlemelerle yabancı yatırımcılara ciddi avantajlar sağlayan yeni teşvik mekanizması Türkiye'ye yönelik doğrudan yabancı yatırımın artmasında önemli bir rol oynamaktadır. Ülkeyi toplam olarak 6 farklı bölgeye ayıran bu teşvik mekanizması, her bölge için farklı oranlarda KDV indirimleri ve gümrük vergisi muafiyetlerinin yanı sıra, belirli şartları sağlayan yatırımlar için, sosyal güvenlik ödemeleri muafiyetleri ve indirimleri ve kurumlar vergisi muafiyetleri de getirmektedir. Bunlara ek olarak Türk ekonomisi için önem teşkil ettiği düşünülen bazı sektörlerde yapılacak olan yatırımlar için AR-GE teşviklerinin de öngörüldüğü teşvik mekanizmasında bazı özel şartlarda, daha fazla yatırım çekmesi arzulanan 5. ve 6. bölgenin yüksek teşvik bazlı sistemi diğer bölgelerde yatırım yapan şirketler için de uygulanabilmektedir.
Sonuç
Türkiye'de son dönemde doğrudan yabancı yatırımlar konusunda yaşanmakta olan olumlu gelişmeler önemli bir gerçeği ortaya koymaktadır. Doğrudan yabancı yatırımların arttırılması ne sadece yerel ekonominin performansına bağlı ne de sadece küresel ekonominin gidişatı ile belirlenmektedir. Türkiye'nin son dönemde yaşamış olduğu tecrübenin de göstermiş olduğu gibi, doğrudan yabancı yatırım olarak kullanılabilecek olan sermayenin var olmasına olanak sağlayacak bir küresel ekonomik iklimin yanı sıra, son dönemde Türk ekonomisinin göstermiş olduğu gibi yüksek bir ekonomik büyüme de yabancı yatırımcıları ilgisini çekmekte faydalı olacaktır. Ancak önemle belirtilmesi gereken bir noktada, sadece ekonomik performansın doğrudan yabancı yatırım çekmeye yetmeyeceği, bunu tamamlayıcı olarak, Türkiye'nin de gerçekleştirmiş olduğu gibi, yabancı yatırımcılara vergi ya da prosedürel işlemlerde kolaylıklar sağlayabilecek yasal düzenlemelerin yapılması ve bunların tutarlı bir teşvik mekanizmasıyla desteklenmiş olması gerekmektedir.