BD'de son derece sıkı bir ihracat rejimine tabi olan savunma sanayine ilişkin ekipmanlar ve çifte kullanım özelliği taşıyan maddeler, son dönemlerde sadece ihracat aşamasında değil, AR-GE aşamasında dahi Savunma Sanayi İhracat Kontrolleri Yönetmeliği çerçevesinde değerlendirilip, ulusal güvenliği ilgilendiren hassas bilgiler içeren araştırmalar olarak kabul edilip, bu ihracat rejimine tabi kılınıyor. Bu rejime tabi olan aşamaların içerisine, AR-GE aşamasını da eklemek savunma sanayi ihracatlarını düzenleyen ihracat yönetmeliğini ciddi anlamda genişletmek anlamına geliyor. Yakın dönemde meydana gelmiş ve ABD v.s John Reece Roth isimini almış olan dava, ihracat rejiminde meydana gelmiş olan genişlemeyi gözler önüne seriyor.
ABD v.s John Reece Roth: Akademide İhracat Kontrolleri
Tennessee Üniversitesi'nde Profesör olan John Reece Roth'ın 48 ay hapis cezasına çarptırılmasıyla sonuçlanan olay, ABD savunma sanayi ihracat rejiminin AR-GE çalışmalarını da kapsamı içerisine aldığını ortaya koyuyor. 2005 yılında Amerikan Hava Kuvvetleri'ne ait bir projenin AGT şirketine verilmesi ve projede Prof. Roth'un yer almasının istenmesi üzerine Prof. Roth ve araştırma ekibi, insansız hava araçlarının uçuş performanslarını geliştirecek olan araştırma programında yer almaya başladı. Prof. Roth'un, araştırma projesinde, Tennessee Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde araştırma görevlisi olarak çalışan ve 2002 yılından beri tanımış olduğu Çinli öğrenci Xin Dai'ye yer vermiş olması sorun teşkil etmeye başladı. Temel araştırma konularını Çinli öğrenciye, hassas bilgiler içerebilecek olan araştırma konularını ABD'li bir öğrenciye yaptırma fikri de, uygulamada yerine getirilemeyince, konu Tennessee Üniversitesi yetkilileri tarafından ABD güvenlik birimlerine iletildi.
Özellikle Prof. Roth'un Çin'de gerçekleştireceği konferans esnasında, AGT şirketi yetkilileri tarafından, bu konulara değinmemesi yönündeki uyarıları dikkate almamış olması, daha sonra görülecek olan duruşmalar esnasında Prof. Roth'un aleyhine bir durum yarattı. Michigan Üniversitesi'nden Uzay Bilimleri ve Mühendislik Fakültelerinde görevli öğretim üyesi Prof. Thomas Zurbuchen, ABD savunma sanayi ihracat kontrol rejimi söz konusu olduğunda belirli ayırımları yapmanın son derece güç olduğunu belirterek, örneğin radyasyonun silikonu ne şekilde etkilediğini anlatmanızda bir sakınca olmadığını düşünürken, bu konuda ortaya çıkabilecek bir sorunun nasıl çözülebileceğini anlatmaya çekinir oluyorsunuz çünkü bu konu savunma sanayine yönelik ihracat kontrol rejiminin konusu olabilecek olan bazı maddeler ile ilgili bilgiler içerebilir dedi.
Hangi araştırma konusunun hassas bilgiler içerebileceği, hangi konunun ise hassas bilgiler içermeyeceğine karar vermek son derece güç olmasına rağmen, Prof. Roth'u yargılayan mahkemenin Roth'un bu ihlali "isteyerek" yapmış olduğunu iddia etmesi, savunma sanayi ihracat kontrol rejimi açısından önemli bir dönüm noktası teşkil ediyor. Mahkemenin "isteyerek" yapma fiilinden davalının savunma sanayine ilişkin bazı maddelerin ihracatının yapılmamasına ilişkin genel yasal zorunluluğu bilmesinin yeterli olduğunu anlaması ve davalının ilgili mevzuatın detaylarını bilmesine gerek olmadığı hükmüne varması, bir yandan ABD hukuk açısından önemli bir örnek teşkil etmekte, diğer yandan ise ABD savunma sanayi ihracat kontrolleri rejiminin kapsamının yapılan yorumlar sayesinde hangi oranda genişleyebileceğini göstermesi açısından yol gösterici olduğunu not etmekte fayda var.
Prof. Roth ile mahkeme arasında ortaya çıkan bakış açısı farklarından bir tanesi ise, temel araştırma kavramının tanımında yatıyor. Roth yapmış olduğu araştırmanın, kamuya açık ve kolayca ulaşılabilecek olan temel araştırma konularını ilgilendirdiğini belirtirken, mahkeme Roth'un yapmış olduğu araştırmanın temel araştırma olmadığını ve kamuya açık bir şekilde herkesle paylaşılmasının ABD'nin ulusal güvenliği açısından sorun teşkil edebileceğini belirtmiştir. Dolayısıyla, savunma sanayine ilişkin ihracat ürünlerini ilgilendiren araştırmaların temel araştırma konuları kapsamında değerlendirilmesi olası gözükmemektedir.
Sonuç
ABD v.s John Reece Roth davasında da görüldüğü gibi, ABD'nin ulusal güvenliğini ilgilendiren savunma sanayine ilişkin ihracat rejimi söz konusu olduğunda, mahkemelerin ilgili yasaları son derece titiz bir şekilde uyguladıkları görülmektedir. Prof. Roth'un temel araştırma tanımı ile mahkemenin yapmış olduğu temel araştırma kavramları bir birlerinde son derece farklıdır. Buna ek olarak Prof. Roth'u yargılayan mahkemenin "isteyerek" yapma fiiline getirmiş olduğu, davalının ilgili mevzuatın detaylarını bilmesine gerek olmadığı, sadece savunma sanayine ilişkin bazı maddelerin ihracatının yapılmamasına ilişkin genel yasal zorunluluğu bilmesinin yeterli olduğu yorumu mahkemenin konuya bakış açısını ortaya koyarak, ABD savunma sanayi ihracat kontrolleri rejimin genişleyen çerçevesini gözler önüne sermektedir. Özellikle, ABD savunma sanayi ihracat kontrolleri rejimine tabi olan aşamaların sadece ihracatın gerçekleşmekte olduğu aşamayla sınırlı kalmaması, buna ek olarak ulusal güvenlik açısından hassas kabul edilebilecek olan bilgilerin üretilmesi sürecinin, yani AR-GE ve akademik araştırma süreçlerinin de bu kapsamda değerlendirilmesi konunun ABD açısından hassasiyetini ortaya koymaktadır.